Çölyak hastalığı glüten alerjisi olarak da bilinmektedir. Bu rahatsızlığa sahip bireyler glüten içeren besinler tükettiğinde ince bağırsakta yer alan hücreler zarar görmektedir. Esasında çölyak hastalığı besin emiliminin bozulduğu ve buna bağlı olarak da birçok hastalığın tetiklendiği bir tür rahatsızlıktır. Bu rahatsızlığın her yaşta ortaya çıkabilme ihtimali vardır.
Çölyak hastalığı; arpa, buğday, çavdar gibi tahılların içeriğinde yer alan glüten adındaki proteine karşı ince bağırsakta oluşan bir tür alerjik durumdur. Bu rahatsızlığa sahip olan bireyler tahıllı gıdalar tükettiklerinde bağışıklık sistemlerinde bozulmalar meydana gelir. Bağışık sistemi tahıl içeren gıdaları besin değil de zararlı madde olarak algılar. Dolayısıyla da bağışıklık sisteminde yer alan hücreleri yok etmeye başlar. Netice itibariyle ince bağırsakta bulunan villus çıkıntıları zarar görerek küçülmeye başlar. Bu yapının zarar görmesi bağırsak emilimini engeller. Dolayısıyla da çölyak adı verilen bu hastalık meydana gelir.
Çölyak hastalığı günümüzün en sık rastlanılan genetik rahatsızlıklar arasındadır. Kronik bir hastalıktır ve tedavisi bulunmamaktadır. Bu rahatsızlığa sahip olan bireyler ömür boyu glütenli gıdalardan uzak durmak zorundadır. Çölyak hastalığı çoğunlukla genetik nedenler ile ortaya çıkıyor olsa da nadiren; hamilelik, doğum, stres, viral enfeksiyon gibi nedenler ile de tetiklenip ortaya çıkabilmektedir. Türkiye’de 70 binin üzerinde çölyak rahatsızlığına sahip bireylerin olduğu bilinmektedir.
Çölyak hastalığı bazı belirtiler ile kendini gösterebilir. Ancak herkeste aynı belirtileri göstermez. Özellikle çocukluk dönemlerindeki belirtiler daha belirgin olmaktadır. Belirtilerin ortaya çıkmasındaki en büyük faktörlerden biri glütenin alınmaya başlandığı yaş ve ne kadar tüketildiği ile ilgilidir. Genellikle belirtiler; karın şişkinliği, kansızlık, kusma, kas zayıflığı, ishal ya da kabızlık durumu, yaşa göre kilo azlığı, iştahsızlık, eklem ve kemiklerde ağrı, büyüme geriliği, kaşıntılı cilt döküntüler, depresyon, davranış bozuklukları, regl düzensizliği, ağız içi aftlar, tuvalet isteğinin artması, kötü kokulu dışkı, diş minesi rahatsızlıkları, sık sık tekrarlayan diş çürükleri, K vitamini eksikliği ve bu eksiklik ile ortaya çıkan kanamalar, A vitamini eksikliği ve gece körlüğü durumu. Belirtiler kişiden kişiye göre farklılık gösterebilecektir.